..::ESERALİFORUM::..
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaGaleriLatest imagesKayıt OlGiriş yap

Konu Başlığı
Hakikat ve Mecaz
Konun Puanı
Nerdeyim?..::ESERALİFORUM::.. :: ...::İSLAM::.. :: Fıkıh Köşesi
Gözle

Hakikat ve Mecaz

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
Yazar Mesaj
eserali
Administrator
Administrator
eserali
FORUMA HOŞGELDİNİZ
EkleBunu RSS Ekle Butonu

Üye bilgileri

Cinsiyet:
Başarı Puanı: 1

Rep Sistemi
Aktiflik:
Hakikat ve Mecaz Img_left500/250Hakikat ve Mecaz Empty_bar_bleue  (500/250)
Başarı Puanı:
Hakikat ve Mecaz Left_bar_bleue500/250Hakikat ve Mecaz Empty_bar_bleue  (500/250)
Güçlülük:
Hakikat ve Mecaz Img_left500/450Hakikat ve Mecaz Empty_bar_bleue  (500/450)
Hakikat ve Mecaz Vide
MesajKonu: Hakikat ve Mecaz Hakikat ve Mecaz I_icon_minitimePtsi Mart 16, 2009 7:33 pm

Söz kullanım açısından; hakikat ve mecaz kısımlarına ayrılır.

1. Hakikat: Lafzın baştan beri kullanıldığı maksat hakkında kullanılmasıdır. Yırtıcı hayvan hakkında esed (arslan) lafzı gibi.

"Kullanılması" sözümüz ile, kullanılmayan lafızlar kapsamın dışında kalmaktadır. Bu lafızlara ne hakikat, ne de mecaz denilir.

"Kullanıldığı maksat hakkında" ifademiz ile de mecâz kapsamın dışında kalmaktadır.

Hakikat: Lugavî, şer'î ve örfî olmak üzere üç kısma ayrılır.

Lugavî (sözlük) hakikati; lafzın dilde ilk kullanıldığı mana için kullanılmasıdır.

"Dilde" sözü ile şer'î ve örfî hakikat kapsam dışında kalmaktadır.

Buna örnek "salât" lafzıdır. Bunun sözlük itibariyle hakikati dua etmektir. Dilcilerin kullanımı halinde o anlamda kullanılır.

Şer'î hakikat; bir lafzın şeriatteki kullanım amacına göre kullanılması demektir.

"Şeriatteki" ifadesi ile lugavî ve örfî hakikat kapsam dışında kalmaktadır.

Buna misal "salât" lafzıdır. Salâtın şer'î hakikati tekbir ile başlayıp, selâm vermek ile biten, bilinen söz ve fiillerden ibarettir. Şeriat ilimleriyle uğraşanların kullanımı bu şekilde anlaşılır.

Örfî hakikat; lafzın örfte kullanıldığı anlama uygun olarak kullanılması demektir.

"Örfte" ifadesi lugavî ve şer'î hakikati kapsam dışında bırakmaktadır. Buna örnek "dâbbe" lafzıdır. Bu lafzın örfî hakikati dört ayaklı hayvanlardır. O bakımdan örf ile uğraşanların dilinde bu mana hakkında kullanılır.

Hakikatin üç kısım olduğunu bilmenin faydası şudur: Bizler herbir lafzı kullanım yerinde gerçek anlamına göre anlarız. Dilcilerin kullanımı sözkonusu ise lugavî hakikat, şeriat ilimleriyle uğraşanların kullanımı halinde şer'î hakikat, örf ile uğraşanların kullanımı halinde örfî hakikat anlaşılır.

2. Mecaz: Lafzın ilk kullanıldığı anlam dışında kullanılmasıdır. Kahraman bir kimseye "esed (aslan)" demek gibi.

"Kullanılması" ifademiz ile kullanılmayan lafız kapsam dışında kalmaktadır. Kullanılmayan bir lafız ne hakikat, ne de mecaz diye adlandırılır.

"İlk kullanıldığı anlam dışında" ifadesi de hakikati kapsam dışında bırakmaktadır.

Bir lafzın mecazî anlama göre yorumlanması, hakikatin kastedilmesine mani teşkil eden sahih bir delil bulunmadıkça caiz değildir. Beyan ilminde buna "karine" denilir.

Lafzın mecazî anlamında kullanılmasının sahih olması için hakikat anlamı ile mecazî anlam arasında da bir irtibatın (bir ilişkinin) bulunması şarttır. Böylece o mecazî ifade sahih olabilir. Buna da beyan ilminde "alâka" adı verilir. Alâka; ya benzerlik (müşabehet) olur ya da başka bir şey olur.

Şâyet alâka, müşabehet ise bu mecâze "istiâre" adı verilir. "Esed" lafzını kahraman kişi hakkında kullanmak gibi.

Eğer bu alâka müşabehetin dışında olursa ve bu mecazî anlatım kelimelerde ise buna "mürsel mecâz" adı verilir. Şâyet mecazî anlatım isnâdda ise buna da "aklî mecâz" adı verilir.

Mürsel mecaza örnek: Koyunlarımız yağmuru otladı demektir. Burada "yağmur" kelimesi ottan mecazdır ve burdaki mecazî anlatım kelimededir.

Aklî mecaza örnek ise: Yağmur otu yeşertti dememizdir. Buradaki bütün kelimelerden kasıt gerçek anlamlarıdır. Fakat "yeşertme" işinin yağmura isnad edilmesi mecazdır. Çünkü gerçek anlamda yeşerten yüce Allah'tır. O halde burada mecazî anlatım isnadda sözkonusudur (bu da aklî mecazdır).

Fazla kelimeler kullanmak ile bazı kelimeleri hazfetmek suretiyle mecazî anlatımlar, mürsel mecazın türleri arasında sayılır.

Fazla lafızlar ile yapılan mecazî anlatıma yüce Allah'ın: "Onun benzeri gibi hiçbir şey yoktur." (eş-Şûrâ, 42/11) buyruğudur. Buradaki "gibi (kâf)" yüce Allah'a benzeri nefyetmeyi tekid etmek için fazladan geldiğini söylemişlerdir.

Hazf ile mecaze örnek yüce Allah'ın: "Kasabaya sor." (Yusuf, 12/82) buyruğudur. Bu da "kasaba ahalisine sor" demektir. Burada "ahali" anlamındaki lafız mecaz olarak hazfedilmiştir. Mecazın beyan ilminde sözkonusu edilen pekçok çeşitleri vardır.

Fıkıh usûlünde hakikat ile mecazdan kısmen sözedilmesi lafızların delâletlerinin ya hakikat veya mecaz yoluyla olmasından dolayıdır. Bu sebeple bunların herbirisini ve onun hükmünü bilmeye gerek duyulmuştur. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
eserali Kardeşimizin İmzası
Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Hakikat ve Mecaz

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
..::ESERALİFORUM::.. :: ...::İSLAM::.. :: Fıkıh Köşesi -
Toplist Site Ekle Siteni Ekle toplist site ekle siteni topliste ekle toplistler Genç Toplist | Pr:4 Toplist | Site Ekle |  Toplist | Link Ekle | Hit Kazandıran Toplist linkcenneti.com Myben Toplist

 YASAL UYARI

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay almadan anında siteye yazabilmektedir, bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.!
 



Yetkinforum.com | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Son tartışmalar