..::ESERALİFORUM::..
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaGaleriLatest imagesKayıt OlGiriş yap

Konu Başlığı
ÇOCUK KÖŞESİ
Konun Puanı
Nerdeyim?..::ESERALİFORUM::.. :: ...::İSLAMDA AİLE HAYATI::.. :: Müslüman Çocuk
Gözle

ÇOCUK KÖŞESİ

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
Yazar Mesaj
eserali
Administrator
Administrator
eserali
FORUMA HOŞGELDİNİZ
EkleBunu RSS Ekle Butonu

Üye bilgileri

Cinsiyet:
Başarı Puanı: 1

Rep Sistemi
Aktiflik:
ÇOCUK KÖŞESİ Img_left500/250ÇOCUK KÖŞESİ Empty_bar_bleue  (500/250)
Başarı Puanı:
ÇOCUK KÖŞESİ Left_bar_bleue500/250ÇOCUK KÖŞESİ Empty_bar_bleue  (500/250)
Güçlülük:
ÇOCUK KÖŞESİ Img_left500/450ÇOCUK KÖŞESİ Empty_bar_bleue  (500/450)
ÇOCUK KÖŞESİ Vide
MesajKonu: ÇOCUK KÖŞESİ ÇOCUK KÖŞESİ I_icon_minitimePtsi Ocak 19, 2009 11:02 am

BİR DÜNYA CENNETİ EVİMİZ



Sevgili Anne ve Babacığım!

Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur: "Sizin en hayırlınız Kur’an’ı öğrenen ve öğretenlerinizdir." Sizler bu hadis-i şerifi düşünerek bana Kur’an öğrettiniz. Bundan dolayı da ailemiz Allah yanında çok hayırlıdır. Kardeşime ve arkadaşlarıma da öğretiyorsunuz. Ne güzel! Evimiz bir Kur’an okulu... İnşallah büyüdüğümüzde biz de evimizi okula çevireceğiz.

Melekler evimizi hep ziyaret ederler, biz Kur’an okurken bizi dinlemeye gelirler. Evimizi nurlandırırlar. Meleklerle yaşamak ne güzel! Hele melekler gibi güzel annemle... Biz ve melekler kardeşler gibi Rabbimizi anıyoruz, O’na kulluk yapıyoruz. Allah'a iman insanı ne kadar da yüceltiyor, bütün kainata dost olmak ne güzel!...

Sevgili Anne ve Babacığım!

Namazlarımızı beraberce cemaatle kılalım. Babam önde imam; ben, kardeşim ve annem arkada cemaat...

Cemaatle namaz kılmanın faydalarından biri de biz çocukların namaza alışmasıdır, sanırım. Tek başına kılınan namazlardan yirmi yedi kat fazla olmasının elbette çok hikmetleri var. Evimiz bir cami... Keşke bütün evler cami olsa... Bize sevdirdiğiniz namazı ömrümüz boyunca zevkle ve içtenlikle kılacağız ve hiç terk etmeyeceğiz. Bizim öğretmenimiz diyor ki: "Ben küçükken namaz kılmasını bilmezdim. Büyüyünce kılmak istedim. Ama bilmediğim için kılmaktan çekiniyordum. Hata yaparım diye utanıyordum. O yüzden yıllarca namazsız kaldım. Sonradan bir namaz hocası aldım da namaza başladım. Şimdi de kaza namazlarımı bitirmeye çalışıyorum. Rabbime şükürler olsun ki bana hidayet etti; şimdi namazımda, niyazımda bir kulum. Keşke annem babam bana küçükken namaz kılmayı, Kur’an okumayı öğretselerdi!" Öğretmenimizin bu söylediklerini çok iyi anladım. Sevgili anne-babam, sizlere çok minnettarım. İnşallah hayırlı bir evlat olup ömür boyu size dua edenlerden olurum.

Muhterem Babacığım!

Camiye namaz kılmaya gittiğinde beni de yanında götür. Camiye gitmek Cennet’e gitmeye bir sebep değil mi? Cennet’in yolu oradan geçmiyor mu? Mahşer meydanında arşın gölgesinde gölgelenmenin bir yolu da genç iken kalplerin cami ile beraber olması değil midir?

Beni bazen işyerine götür. Nasıl çalıştığını göreyim. Alın teri ile kazanmanın ne demek olduğunu bizzat göreyim. Bazen çarşıya götür. Hayatı öğreneyim. İnsanları tanıyayım, ufkum açılsın, küçük bir adam olayım. Senin işlerinde sana yardımcı olayım. Ben de birazcık ter dökeyim, para kazanmayı öğreneyim. İktisatlı, kanaatkâr olmayı öğreneyim. Allah yolunda infak etmeyi, muhtaca yardım etmeyi, sadaka, zekât vermeyi öğreneyim.

Sevgili Anne ve Babacığım!

Bana ve kardeşime karşı kızgınlığınızı ve kırgınlığınızı fazla uzatmayın. Daima af yolunu açık bırakın. Nazenin kalbimiz uzun zaman sizsiz kaldı mı solar. Sizin sevginize ve ilginize her an muhtacız, çiçeğin suya ihtiyacı gibi… Şefkatli kollarınız daima açık olsun. Yanlış da, doğru da yapsak o şefkatli kollarınıza atlayabilelim. Yanlışlıklarımızı tatlı dille düzeltin, doğrularımızı da taçlandırın.

Bana yapabileceğim, üstesinden gelebileceğimi tahmin ettiğiniz hedefler tayin edin. Beni bunları yapmaya teşvik edin. Bunları özendirin. Yapamayacağım işleri benden istemeyin, bu konuda beni zorlamayın. Kendi hedeflerinize değil, benim kapasiteme göre bana muamele edin. Beni başkası ile kıyaslamayın. Allah herkesi farklı yaratmıştır. Her baba, çocuğunun en iyi olmasını ister; hatta hiç kimsenin kendisini geçmesini istemez, fakat çocuğunun kendisini geçmesini ister. Bana değer veriyorsanız, beni bütün yönlerimle tanımalısınız. Peygamberimiz şöyle buyurmuştur: “İnsanlara, akıllarının miktarınca konuşun.” Evet, her şeyde ölçü, ölçü...

Bir işi yapmam konusunda bana emretmeyin, ama o işi yapmamı isteyin. Emir, asker ocağında olur; aile ocağında değil... Aslında önemli olan, bir insanın ne söylediği değil; “nasıl” söylediğidir. Sevgiyle söylenen sözün yapamayacağı şey yoktur. En ağır ve zor olan bir şey, sevgi ve saygı ile en kolay ve en hafif olur.

Ey Kur’an’da itaati emredilen anne ve babacığım!

Ben fıtratım gereği hayırseverim. Yardım ve dayanışma kuruluşları olan vakıf ve derneklere yardımlarınız dokunsun. Bizi de harçlıklarımızı biriktirip, sizin gibi yardımlarda bulunmaya teşvik edin. Ellerimizden tutup bu yerlere götürün, ayaklarımızı küçüklüğümüzle beraber bu yerlere alıştırın. Böylece büyüdüğümüzde biz de yardım kuruluşları açarız ve yardımlarda bulunuruz.

Devamı var…
HİKÂYE



Kadınlardan birisi iki çocuğuyla birlikte Resulullah’ın zevcesi Hz. Aişe’ye gitti. Hz. Aişe kadına üç hurma verdi. Kadın çocuklarından her birine bir hurma verdi ve üçüncü hurmayı da ikiye bölerek yarısını birine ve diğer yarısını da öteki çocuğuna verdi. Resul-i Ekrem (sav) eve dönünce Hz. Aişe ona olanları anlattı. Resul-i Ekrem (s.a.v.) Hz. Aişe’ye buyurdular ki: “O kadının bu hareketine şaşırdın mı? Allah Teala, adalet ve eşitliği gözettiği için onu Cennet’e koyacaktır.”
eserali Kardeşimizin İmzası
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
eserali
Administrator
Administrator
eserali
FORUMA HOŞGELDİNİZ
EkleBunu RSS Ekle Butonu

Üye bilgileri

Cinsiyet:
Başarı Puanı: 1

Rep Sistemi
Aktiflik:
ÇOCUK KÖŞESİ Img_left500/250ÇOCUK KÖŞESİ Empty_bar_bleue  (500/250)
Başarı Puanı:
ÇOCUK KÖŞESİ Left_bar_bleue500/250ÇOCUK KÖŞESİ Empty_bar_bleue  (500/250)
Güçlülük:
ÇOCUK KÖŞESİ Img_left500/450ÇOCUK KÖŞESİ Empty_bar_bleue  (500/450)
ÇOCUK KÖŞESİ Vide
MesajKonu: Geri: ÇOCUK KÖŞESİ ÇOCUK KÖŞESİ I_icon_minitimePtsi Ocak 19, 2009 11:02 am

DEDESİ ABDULMUTTALİB’İN DİLİNDEN SEVGİLİ PEYGAMBERİMİZ’İN HAYATI


Ebrehe Ve Fil Ordusu



Sevgili Çocuklar! Oğlumun acısını unutmaya çalışırken, aradan bir müddet geçmişti. Bir gün, yaşadığımız bu Mekke şehrinin güneyinde bulunan Yemen şehrinin Valisi olan Ebrehe adlı bir adamın, ordusuyla üzerimize geldiğini duydum. Meğer Kâ’be’mizi yıkmaya geliyormuş. Kâ’be, şehrimiz Mekke’de bulunan, “Beytullah” (Allah’ın evi) diye bilinen kutsal bir evdir. İnsanlar her yıl, her taraftan Kâ’be’yi ziyarete gelir, “hacı” olup dönerler. Biz Mekke’liler, Kâ’be’nin şehrimizde olmasından dolayı hep gurur duymuşuzdur.

Durup dururken Ebrehe’nin Kâ’be’yi yıkma isteğine anlam veremiyordum. Meğer bir gün Ebrehe, Yemen’deki insanların grup grup şehirden ayrıldıklarını görmüş. Vakit hac zamanıymış… Ebrehe, bu insanların nereye gittiklerini sorunca, Allah’ın evi olan Kâ’be’yi ziyaret için yola çıktıklarını öğrenmiş. İçindeki haset ve kıskançlık duyguları kabarmış. “Normal taşlardan yapılmış olan Kâ’be’de bu insanlar ne buluyorlar?” diye düşünüyor; “Ne özelliği var Kâ’be’nin?” diyormuş.

Kıskançlık duygularıyla dolan Ebrehe, Kâ’be’ye karşılık, adı “Kulleys” olan çok büyük bir ibadet evi yapmış. İçini ve dışını altın, gümüş ve değerli taşlarla süslemiş. Burayı bitirdikten sonra, insanları burayı ziyaret etmeleri için zorlamış. Kimsenin artık Kâ’be’yi ziyaret etmesine de izin vermemiş. Fakat tüm baskı ve zorlamalara rağmen, kimse Kulleys denen bu süslü yeri ziyaret etmiyormuş. Ayrıca insanlar, Ebrehe’ye bundan dolayı çok kızmışlar. Çünkü Kâ’be, Allah’ın evi olduğu için kutsal ve önemliydi. Ebrehe’nin yaptırdığı Kulleys ise, hiçbir kutsallığa ve değere sahip değildi.

Bu sebeple Nevfel adında bir adam, Ebrehe’ye kızıp onun yaptırdığı bu süslü yeri kirletmiş. Bunu bir bahane olarak kabul eden Ebrehe’nin, ordusuyla Kâ’be’mizi yıkmak için Mekke’ye doğru geldiğini duydum. Söylenildiğine göre ordusunun önünde adı Mahmud olan çok büyük kocaman bir fil varmış. Onun arkasında da 13 tane fil daha varmış. Önlerine gelen her şeyi yakıp yıkıyorlarmış.

Bu şekilde Ebrehe, ordusuyla Mekke’nin yakınlarına kadar geldi. Mekkelilerin otlaklarda olan tüm hayvanlarına el koydu. Hatta benim iki yüz devemi de alıp götürdü. Bunun üzerine, ben de Ebrehe’yle görüşmeye gittim. El koyduğu develerimi ondan almalıydım.

Ebrehe’nin, beni gördüğünde benden etkilendiğini gördüm. Çünkü ben, Mekke’de hatırı sayılır biriyim. Kendi kabilem olan Kureyş kabilesinin de başkanıyım. Ebrehe bana hürmet gösterdi, ikramda bulundu. Beraberce oturduk. Bana:

—İsteğin nedir? Diye sordu. Ben de:

—İsteğim, el koyduğunuz 200 devemi bana geri vermenizdir, dediğimde Ebrehe önce şaşırdı, sonra da öfkelendi. Ama bunu göstermemeye çalışarak;

—Seni ilk gördüğümde hoşuma gitmiştin. Kâ’be’yi yıkmamam için ricaya geldiğini zannetmiştim. Fakat görüyorum ki, sen sadece develerini istiyorsun. Kâ’be’yi yıkmamam için istekte bulunmadın, dedi. Ona:

—Ben sadece develerin sahibiyim. Onları isterim. Elbette Kâ’be’nin de sahibi vardır. Onu, O koruyacaktır, dedim.

—Kâbe’yi yıkmaktan kimse beni menedemez, diyerek kızdı. Ona karşı koyacak gücümüz olmadığı için:

—Orası beni ilgilendirmez. İşte sen, işte Kâ’be, dedim ve tekrar develerimi istedim.

Sonunda Ebrehe, develerimi geri verdi. Ben de Ebrehe’nin Kâ’be’ye bir şey yapmaması için develerimin hepsini kurbanlık olarak adadım.

Halk, çok korkuyordu. Onlara “Korkmayınız! Bu Kâ’be’nin sahibi vardır. Onu koruyacaktır!” dedim. Halka güven aşıladım. Ebrehe’nin askerlerinin zararlarından korunmaları için dağlara çıkmalarını söyledim. Sonra Kâ’be’nin kapısının önüne geldim. Kapının halkasına tutundum, Yüce Allah’a yalvardım: “Ey Allahım! Bir kulun dahi kendi evini korur. Sen de hürmeti ve saygınlığı tehlikeye uğramış olan bu evini koru. Onların güçleri, Sen’in gücüne asla üstün gelemeyecektir…” dedim.

Ertesi sabah Ebrehe, ordusuyla Mekke’ye yürüdü. Mekke’ye yakın bir yerde ordusunun başındaki Mahmud adlı kocaman fil, aniden durdu. Hepimiz dağlardan bakıyor, olanları seyrediyorduk. Ne yaptılarsa Allah’ın azabından korkup çöken Mahmud’u, yerden kaldıramadılar. Filin yönünü Mekke’nin tersi olan yöne doğru çevirdiklerinde fil kalkıp hızla uzaklaşıyordu. Mekke’ye doğru çevirdiklerinde ise bir adım dahi atmıyordu. Sanki yere saplanıp kalıyordu. Çünkü Allah’ın kutsal evine saldırılmayacağını, saldıranın da cezalandırılacağını Mahmud anlamıştı. Bir fil bile bunu anlamışken, Ebrehe anlamamakta ısrar ediyordu.

Onlar bu haldeyken, aniden binlerce kuş sesleri duyduk. Aman Allahım! Ne müthiş bir manzaraydı! Sanki yer-gök kuşlarla dolmuştu. Bu kuşlar (Ebabil Kuşları) kırlangıçlara benziyorlardı. Kuşlardan her biri; ikisi ayaklarında, biri de gagalarında olmak üzere üç adet ufak taş taşıyordu. Bu taşları Ebrehe’nin ordusu üzerine bırakıyorlardı. Bir anda her taraf ana-baba gününe döndü. Çünkü taşlar kime isabet ediyorsa hemen ölüyordu. Ordusu darmadağın olan Ebrehe de yaralandı. Ordusunu ve askerlerini bırakıp kaçtı. Daha sonraları duyduğuma göre, Ebrehe Yemen’e vardıktan sonra ölmüş. Böylece Yüce Allah küçük kuşlardan meydana gelen askerleriyle, Ebrehe’nin o gösterişli askerlerini öldürdü ve evi olan Kâ’be’ye zarar vermelerini engelledi.

Ben ve Mekke halkı, dağlardan tüm bu olanları hayret ve ibretle izliyorduk. Kuşlar gittikten sonra dağlardan indik. Ebrehe’nin askerlerinin derileri dökülmüştü. Meğer kuşların taşıdığı taşlar kime isabet etmişse, derisi dökülerek ölmüştü. Yüce Allah onları böylece cezalandırdı. Kendi evi olan Kâ’be’yi de korumuş oldu.

Çocuklar! Bu olaydan yıllar önce, kaybolan bugünkü Zemzem Kuyusu’nun yerini, rüyamda Allah bana göstermişti. Ben de onu bulup ortaya çıkarmıştım. Daha önce Mekke halkı her ne kadar bana saygı gösteriyorduysa da, bu olaydan sonra Mekke halkı, beni daha çok sevdi; daha çok saygı gösterdi. Çünkü Yüce Allah, Kâ’be’nin kapısının halkasına tutunarak yaptığım duayı kabul etmişti. Fakat ben, Yüce Allah’ın Ebrehe’yi cezalandırıp evini korumasına daha çok sevinmiştim. Daha önce adadığım kurbanlık develerimin hepsini kurban olarak kestim. Mekke’nin fakir ve yoksulları günlerce yiyip neşelendiler. Bu olay da “Fil Vakası” diye halkın arasında meşhur oldu.
Cahiliye (Bilgisizlik) Devri



Sevgili çocuklar! Yaşadığım bu zamanda insanlarımız hem Allah’a inanıyor, hem de adı Lat, Menat, Uzza, Hubel olan çeşitli putlara tapıyorlar. Putlar; hürmet ettiğimiz, kâhinler ve sihirbazlar danışıp sözlerini dinlediğimiz, fal okları ise başvurduğumuz sıradan şeylerdir. Ayrıca insanlarımızın hoş olmayan çok kötü birtakım adetleri de var: Kız çocuklarını diri diri toprağa gömmeleri gibi. “Neden bunu yapıyorlar?” Dediğinizi duyar gibiyim. Çünkü kız çocuklarından utanıyorlar. Bu kötü adet içimize ne zaman yerleşmiş, nasıl kabul görmüş; doğrusu ben de hatırlamıyorum. Fakat düşünüyorum da bu, olsa olsa içimizdeki akılsızların ve Allah’tan korkmayanların işidir. Ama ömrümün şu son günlerinde genellikle tüm Araplarda kötülüğün hızla arttığını görüyorum. Bu gidişattan endişe etmemek mümkün değil!

Çünkü haksızlık ve zulüm her tarafı sarmış. İyilik adına ne varsa yeryüzünden silinmiş. İnsanların birbirlerini öldürmeleri çoğalmış… Güçlü olanların zayıfları ezdiğini, kabilelerini basıp kadın ve çocuklarını esir aldıklarını çokça duyuyorum. Hırsızlık ve fuhuş çoğalmış ve gittikçe artıyor. İçki ve kumar ise halkımızı birbirine düşürmüş. Yani insanlarımız ahlâktan ve faziletten gittikçe uzaklaşıyorlar.

Ayrıca duyduğuma göre şu anda dünyanın diğer ülkeleri de bizim gibi bozulmuş; ahlâktan, faziletten ve doğru yoldan uzaklaşmışlar. Gerek Rum (Bizans) ve İran, gerek dünyanın diğer ülkeleri olsun, oralara giden ticaret kervanlarımızdan duyduğuma göre, dünya tamamen ahlâktan ve faziletten uzaklaşmış, adeta bir “cahiliye devri” yaşıyor. İnsanların böylesine cahilce bir hayat yaşadıkları başka bir devir ne duydum, ne de gördüm. İçki, fuhuş, hırsızlık ve kız çocuklarını diri diri toprağa gömmenin doğru şeyler olduğuna inanmadığım için, sevgili çocuklar; asla içki içmedim, fuhuştan nefret ettim, hırsızlık yapanı cezalandırdım. Kız çocuklarını diri diri gömenlere de elimden geldiğince engel oldum. Fakirleri ve yoksulları her zaman doyurdum. Çünkü ben, bu dünyanın dışında başka bir dünyanın olduğuna inanıyorum. Orada iyilik edenler mükâfat, kötülük yapanlar da ceza görecekler.

Bu sebepledir ki Allah’ın evi olan Kâ’be’yi ziyaret edip, hacı olmak için gelen tüm insanlara Zemzem suyu ikram eder, ziyafetler veririm. Hatta Ramazan ayında da yalnız başıma Hira Mağarası’na gider, çokça düşünür, Allah’a dua ile meşgul olurum. Bunu ilk defa adet edinen benim. Bu nedenle zaman zaman duyuyorum ki, halkımız bana atam İbrahim Peygamber’e nispeten, “İkinci İbrahim” diyormuş.

Oğullarıma da sürekli ahlâklı ve faziletli olmalarını tavsiye ediyorum. Size de bunu tavsiye etmekten mutluluk duyarım. Çünkü insan doğru sözlü, iyi huylu, cesaretli, adaletli, cömert, iyiliksever, şerefli ve saygın olduğu müddetçe ahlâklı ve faziletlidir. Böylesi insanları herkes sever, sayar, saygı gösterir. Bu zamanda bu özellikleri taşıyan insanlar az bulunur.

Fakat laf aramızda Sevgili Torunum Muhammed’in bu özelliklerin hepsini, hatta daha fazlasını taşıyacağına, şanı büyük bir insan olacağına inanıyorum. Çünkü birçok kâhin, sihirbaz, kral ve Yahudi ile Hıristiyan din adamı, bunu bana çokça söylediler. Bu sebeple Torunumun büyük bir insan olacağını her zaman, her yerde söylemişimdir.


BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ?



Yarasalar 16 metre uzaklıktan bir canlının sıcaklığını hissederler.

İnsanın vücudunda dünyanın etrafını dolaşacak uzunlukta (42 000 km) damar vardır.

Ayılar kış uykusu boyunca ağırlıklarının dörtte birini kaybederler.

Bazı güvercin türleri 1500 km uzağa bırakılsalar bile geri dönüp yuvalarını bulabilirler.

Ağaçkakanlar ağaçları oyarken gagalarının vuruşları 300 km/h hızındadır.

Atlar genellikle ayakta uyurlar. Atların yatarak uyudukları çok enderdir. Çünkü ağırlıkları kaslarını rahatsız eder ve soluk almalarını güçleştirir.

Gelişmiş ülkelerin çöplüklerine atılan yiyecekler tüm dünyada açlıktan ölen insanların 15 katını besleyecek kadardır.

Bir kilo limonda, bir kilo çilekten daha fazla şeker var.

Yarasalar bir mağaraya girdiğinde ilk önce sağa dönerler.

Akrepler 3, 5 yıl yemeden yaşayabilirler.

Akrepler bir tuzağa düşünce kurtulamayacaklarını anlayınca kendilerini öldürürler.

Filler günde 250 litre su içer.

Horozlar yılda bir defa yumurta yapar.

Dünyada en fazla zıplayan hayvan kendisinin 360 katı kadar zıplayabilen pire’dir.

Bir köstebek bir günde 90 metre tünel kazabilir.

Helikopter, yusufçuk adlı bir böceğe bakılarak yapılmış.
AŞAĞIDAKİ KARIŞIK BİR HALDE YAZILAN KELİMELERİ ANLAMLI CÜMLELER HALİNE GETİRİN.



1) Harama lüzum gelir dairesi yoktur hiç keyfe geniştir kâfi girmeye helal

2) İmandır yüksek hakikat en sonra kâinatta namazdır imandan

3) bilmek söylemek değildir fakat hakkındır her senin her hakkı her hakkın yerde hakkı
DÜŞÜNÜN…



1) Hangi at dörtnalla koşamaz?

2) Arkasında sepeti, geziyor memleketi?

3) Dört tane 1 ile nasıl 13 yazılır?

4) İnsan el arabasıyla neyi taşıyamaz?

5) Altı kemik, üstü kemik, yürüyüşü pek de komik.

6) En bilgili hayvan hangisidir?
SORU ve BİLMECELERİN CEVAPLARI


KARIŞIK KELİMELER



1) Harama girmeye hiç lüzum yoktur helal dairesi geniştir. Keyfe kâfi gelir

2) Kâinatta en yüksek hakikat imandır.

İmandan sonra namazdır.

3) Her hakkı bilmek hakkındır fakat her hakkı her yerde söylemek senin hakkın değildir.
DÜŞÜNÜN…



1) Denizatı

2) Salyangoz

3) 1+1+11=13

4) Kendisini

5) Kaplumbağa

6) Kitap Kurdu
eserali Kardeşimizin İmzası
Sayfa başına dön Aşağa gitmek

ÇOCUK KÖŞESİ

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
..::ESERALİFORUM::.. :: ...::İSLAMDA AİLE HAYATI::.. :: Müslüman Çocuk -
Toplist Site Ekle Siteni Ekle toplist site ekle siteni topliste ekle toplistler Genç Toplist | Pr:4 Toplist | Site Ekle |  Toplist | Link Ekle | Hit Kazandıran Toplist linkcenneti.com Myben Toplist

 YASAL UYARI

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay almadan anında siteye yazabilmektedir, bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.!
 



Yetkinforum.com | Bilgi | Dinler | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Son tartışmalar