Yıllardan beridir başörtülü öğrenci, doktor, avukat, öğretmen ve memur bacılarımızın mağduriyeti devam etmektedir. Israrla “Örtümüz inancımız gereğidir” demelerine rağmen, mesele hep siyasi platforma çekilerek geçiştirilmeye ve binlerce insanın bu masumane hak talebine kulak tıkılmaya devam edilmektedir. Oysa bazı yasakçı odakların inançlara saygıları yoksa bile bu mesele bir insan hakkı olarak ele alınarak çözülebilirdi. Bu sorun çözüldüğünde sevineceklerine inandığımız siyasilerin de zaman zaman cılız bir ses çıkarmanın ötesinde bu aşamada yaptıkları ciddi bir şey yoktur.
Gerek yasakçı odaklar, gerekse sorunun çözülmesini isteyip de bu alanda ciddi çaba sarfetmeyen siyasiler; Ş. Urfa’dan Ankara’ya 1400 km’lik ‘Başörtüsüne Özgürlük Yürüyüşü’ yapan grubu, onları karşılayan binlerce insanı, Abdi İpekçi Parkı’ndaki imza kampanyalarını, İnanç Özgürlüğü Platformu’nu ve bunları destekleyen yüz binlerce imzayı ve STK’ların tepkilerini pek ciddiye almadılar. En azından şimdi ciddiye almadıkları müşahede ediliyor.
Ş. Urfa’dan Ankara’ya büyük bir fedakârlık ve azimle yürüyen kardeşlerimizin hayırlı bir çığır başlattıkları inancındayız. Bundan sonra da bu amaçla yürüyerek hayır kazanacakların hayrı nisbetince kendilerine de bir pay verilecektir inşallah.
İnanç Özgürlüğü Platformu ve duyarlı STK’ların bu konudaki etkinlikleri; sorunu, önemine binaen ısrarla gündemde tutmaları takdire şayan bir davranış olup tüm bu çabaların güzel neticeler vereceği kanaatindeyiz.
Başörtüsü meselesi bundan sonra sadece okulların kayıt yaptırma ve açılış zamanlarında gündeme gelmemeli, sorun çözülünceye dek yer ve zamana göre kesintisiz olarak gündeme gelmeli ve her Müslüman kendisini bir şeyler yapmakla mükellef kabul etmelidir. Müslümanlar, bu önemli konuya duyarsız kalmanın ahirette hesabının sorulacağı bilincinde olmalıdırlar.
1980’li yılların başlarından itibaren toplumu huzursuz eden bu sorunun içinde olan ve bu huzursuzluğu bizzat kendi hayatında yaşayan Meclis Başkanı Bülent Arınç’ın, temsil ettiği makam ve de “Bu sorun, Türkiye’nin çözülmesi gereken bir sorunudur” sözü göz önünde bulundurulduğunda, sorunun çözümünde daha aktif bir rol üstlenmesi gerektiği kanaatindeyiz.
Soğuk ve yağışlı bu kış mevsiminde yağmur-çamur demeden 1400 km yol yürüyen, günlerce Abdi İpekçi Parkı’nda çadırda geceleyen “Başörtüsüne Özgürlük Yürüyüşü” temsilcisi kardeşler Meclis İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Mehmet Elkatmış’ı ziyaret ederek kendisine sorunlarını ilettiler. Görüşme sırasında sorunun çözümü için ısrarcı ve biraz da sert bir üslup kullanan grup sözcüsüne karşı Elkatmış’ın takındığı sert ve kırıcı tavrı yadırgadık doğrusu… Sayın Elkatmış’ın; gerek dürüst şahsiyeti, gerekse de temsil ettiği komisyon göz önünde bulundurulduğunda, muhataplarının mağduriyetinden kaynaklanan duygu yüklü psikolojilerini de hesaba katarak kendilerini daha yumuşak bir tavırla ve şefkatle karşılaması beklenirdi. “Zaten sorun hep senin gibilerin yüzünden çözülmüyor” diyerek grup sözcüsüne çıkışması ise kabul edilebilir bir tavır değildi. Elkatmış’ın bu kızgınlığını daha çok, iki yılı aşkın bir süre iktidarda olmalarına rağmen bu mühim sorunu çözüme kavuşturamamanın vermiş olduğu eziklik psikolojisine bağlıyoruz. Umarız Sayın Elkatmış, başka sorunlara gösterdiği duyarlılığı başörtüsü sorununa da göstererek gerek inancı, gerekse temsil ettiği komisyon itibariyle sorumluluğunu yerine getirmiş olur.
Şanlıurfa’dan Ankara’ya yürüyen kardeşlerimizin akabinde bir kısım kardeşlerimiz de başörtüsü sorununu gündeme taşımak için bu soğuk kış mevsiminde İstanbul’dan Ankara’ya yürüyüş başlatmışlardır. Bu kardeşlerimizi de tebrik ediyor; kendilerine sıhhat, kuvvet ve muvaffakiyetler diliyoruz. Cenab-ı Allah’ın bu gayret ve fedakârlıkları karşılıksız bırakmayacağına inanıyoruz.
(M.Veysi Özel)