..::ESERALİFORUM::..
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaGaleriLatest imagesKayıt OlGiriş yap

Konu Başlığı
ALLAH'I TANIMAK
Konun Puanı
Nerdeyim?..::ESERALİFORUM::.. :: ...::İSLAM::.. :: Allah (c.c.)
Gözle

ALLAH'I TANIMAK

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
Yazar Mesaj
ebrar
Bayan Mod
Bayan Mod
ebrar
FORUMA HOŞGELDİNİZ
EkleBunu RSS Ekle Butonu

Üye bilgileri

Cinsiyet:
Başarı Puanı: 1

Rep Sistemi
Aktiflik:
ALLAH'I TANIMAK Img_left0/0ALLAH'I TANIMAK Empty_bar_bleue  (0/0)
Başarı Puanı:
ALLAH'I TANIMAK Left_bar_bleue0/0ALLAH'I TANIMAK Empty_bar_bleue  (0/0)
Güçlülük:
ALLAH'I TANIMAK Img_left0/0ALLAH'I TANIMAK Empty_bar_bleue  (0/0)
ALLAH'I TANIMAK Vide
MesajKonu: ALLAH'I TANIMAK ALLAH'I TANIMAK I_icon_minitimePtsi Mart 09, 2009 8:05 pm

Allah'ı Tanımak -- Mehmed Zahid KOTKU Rh.AEsselâmü aleyküm ve rahmetullah!..
Siz kardeşlerimden yine bir ricam olacak:
Namazlarımızda acele etmeye hiç lüzum yok! Elhamdü lillâh, biz asker
evlatlarıyız. Zamanında aylarca, belki yıllarca siperlerde saklanan adamlarız.
Öyle beş-on dakika camide durunca, "Yoruldum, sıkıldım, bunaldım..." diyerekten
kaçmağa lüzum yok! Vebali pek büyük...
Bazı kardeşler namazlarını ağır kılıyorlar. Bazısı da geç kalmış oluyor. Onun
önünden geçmenin vebalini bilse insan, senelerce orda durur da geçemez...
İkinci bir şık: Bizim önümüzden geçmek isteyen bir kimseye, bizim mâni
olmamız lâzım!
--Namazdayım, olur mu?..
Pekâlâ olur. Evvelâ şöyle elini uzatırsın, "Ben namazdayım, geçme önümden!"
demek istersin. Ondan anlamıyor geçiyor; bir tane de tokat patlatırsın,
döndürürsün onu...
Önünden geçirmemek lâzım! Bu ne kadar mühim... Hem geçmeyeceksin, hem de
geçirmeyeceksin. "Geçerse geçsin, vebali onun; bana ne?" diyemezsin. Önümüzden
geçirmeyeceğiz namazda... O da öğrensin, namaz kılanın önünden geçmenin ne büyük
vebal olduğunu...

(Rıdallàh, fî rıdal-vâlideyn.) "Bu büyük bir ders... Allah-u Teàlâ'nın
rızası, ana-babanın rızasına bağlıdır. Ana-baba oğlundan hoşnud olmadıkça,
Allahu Teàlâ'nın o kulundan hoşnud olacağı mümkün değil... Onun için buna çok
dikkatlerinizi rica ederim.
İkincisi: Evlâdı dünyaya getirdik, evlâdımız var, elhamdü lillâh; büyük bir
nimettir. Bu nimete şükren her babanın yapacağı ilk vazife, çocuğuna bir akîka
kurbanı kesmesidir. Niçin?.. Ne büyük devlet ki, sana Cenâb-ı Hak ileride ismini
anacak bir evlâd lütfetmiştir. Sağlam, aklı yerinde, vücudu yerinde... Ya gözü
kör olsaydı, ne yapardık? Ama, Cenâb-ı Hak çok güzel bir evlad ihsan etmiştir. O
evlâda mükâfâten vaktimiz varsa, ona --erkek evlada iki tane-- kurban keserek,
ziyafetler yaparız. Sevincimizden, Allah bana bunu lütfetti diyerekten...
Fakat, bu lütfettiği evladı, bu dünya âlemine getiririz de, dünya âleminin
içerisinde, ma'lûmdur ki ne kadar zorluklar, felâketler olduğu gözümüzün
önünde... Şimdi burda iki tane yol var; birisi cennete gider, birisi de
cehenneme gider. Çocuk geldi, bu iki yolun ağzına... Sen bu çocuğu hangi yola
sevkedeceksin? Sen kendin cennetlik dahi olsan, evlâdının da cennete gitmesini
istemezsen, öyle babalık olmaz! Evladının da cennete gitmesini istersin.
Ama bugün gayemiz; onu okutalım, dünyasını bilsin, refaha kavuşsun. Bu zayıf
bir nokta... Rezzak, Allah'dır bir kere... İkincisi tahsil lâzımdır, fakat iki
tane tahsil var. Birisi dünyaya ait, birisi de âhirete aittir. Dünya tahsilini
yapıp da, âhiret tahsilini yapmaktan mahrum olan insanların hali, bugün
gözümüzün önündedir. Söylemeye lüzum yoktur. Binâen aleyh, evlâdımıza dünyayı
öğrettiğimiz kadar, âhireti de öğretmekliğimiz, Allah'ı tanıtmaklığımız lâzım!..
Ahiret mes'uliyetini ona duyurmaklığımız lâzım!

Bu varlığa bizi gönderen Allah, bize göz vermiş. Bu gözümüzle bakarız ki, bu
kâinat kimindir?.. İnsan bir eser görür de sormaz mı, "Bu eser kimin eseridir?"
diyerekten? Elbette soracak...
--Kimin eseri?
--Filânın eseri...
--E, bu koskoca eser kimin eseri?
--Sahipsiz bu, tabiatın eseri...
Tabiatın eseri dersek bütün eserlerin de tabiatın olması lâzım. Şimdi, gökte
uçan tayyarelere, o gökte duran Rus ve Amerikan füzelerine de tabiatın eseridir
dersek, ne dersiniz bana?.. Hepinizin diyeceği:
"--Hoca Efendi, ne yapıyorsun sen, şaşırdın mı? O filânların eserleri, bak
ilimleri sayesinde bugün gökte duruyorlar."
İnsan eseri duruyor da, ona sahip buluyorsun da, bu koskoca kâinata bir sahip
bulamıyorsun, olur mu hiç?.. İnsan bir kere kendini düşünse kâfi...

İki cihan serverinin bir halini duyurmak isteyeceğim. Kasîde-i Bür'e
var ya, o Muhammed Busırî Hazretleri'nindir. Bu kasidesinde şöyle der:

Zalemtü sünnete men ehyaz-zalâme ilâ,
Enişteket kademâhüd-durra min
verami.


O Cenâb-ı Peygamber SAS, dünya nimetlerine iltifat etmediği gibi, âhiret
nimetlerinin büyüklüğünü bize duyurmak için, geceleri sabahlara kadar ayakta
durur, Allah-u Teàlâ'ya tazarrù ve niyaz ederdi. O sebepten mübarek ayakları
şişerdi... Kaside-i Bür'e sahibi diyor ki:
"--Ben kendime zulmettim."
"--Neden zulmettin yahu?.."
"--O Peygamber-i ahir zamanın sünnetine uyamadım da ondan zulmettim."
diyor.
Allah'ın emirlerine uymayanlar, Peygamber SAS'in emirlerine uymayan insanlar
öyle bir zalimdir ki; o zalimin zulmü, o adamları asan Haccac-ı Zàlim'in
zulmünden daha beterdir. O zulmetmiş, böyle zulmedenler çok. Asıl insanın zulmü
kendi nefsine...
Kendine zulmediyor. Gece sabahlara kadar uyuyor. Gece sabahlara kadar
muhabbetlerle vaktini geçiriyor, ibadet-taatten mahrum. O gece ibadetinin
lezzetini bilemiyor. Halbuki, gece ibadetine yüz bin sevap var... Hani Mekke'de
bire yüzbin sevap var; bizim de gece ibadetimize yüz bin sevap var. Ama
heyhat!.. Hangimiz kalkacak da, gece namazlarını kılacak?.. Çünkü, konuşmaktan
geceleri yorgun hale geldiğimiz için, kalkmağa tâkatimiz de kalmıyor.

Onun için aziz kardeş, eğer sen cennete girmek istiyorsan, çocuklarının da
cennete girmesini istiyorsan, Allah ve Rasûlü'nün yolundan ayrılma!..
Çocuklarını da o yoldan ayırma!.. Çocuklarına Allah'ı tanıt!..
Allah'ı tanıtmak için, tanımak lâzım ki tanıtsın. Allah'ı tanımayan insan
çocuklarına nasıl tanıtsın?..
Dün bir baba geldi. Yaşlı bir adam, hasta olmuş.
"--Bana okuyuverir misin hoca efendi?" dedi.
"--Hay hay, neyin var kardeşim?" dedim.
"--Şu var, bu var..." dedi.
"--Ayetel-Kürsi'yi oku kardeşim!" dedim.
"--Bilmiyorum." dedi.
"--Namaz kılıyor musun?.." dedim.
"--Kılıyorum." dedi.
Namaz kılan bir müslüman bile Ayetel-Kürsi'yi bilmezse, o müslümanın hali ne
olur acaba?.. O kimse çocuğuna ne kadar baba olabilir? Gayesi, çocuğuna dünyayı
öğretsin. Bir evlâd dünyaya getirsin de, sonu ne olursa olsun... Bu mudur
gayemiz?..
Onun için:

(Fedhulî fî ibâdî. Vedhulî cennetî.) Evvelâ iyi kulların arasına
girmek, salih kulların arasına girmek; onlardan ders alabilmek, onların yolunu
kendisine yol edinebilmek lâzım! O yola girmeyen insanın, cennete girmesi de
şâyân-ı hayrettir yâni...
Onun için, Bursalı İsmail Hakkı der ki:
"--Cennet ikidir: Birisi dünyada, birisi de ahirette... Dünyadaki cennetler
sàlihlerin, àriflerin bulunduğu meclislerdir. O meclislere vaktiyle girmeyen
insanların, ahiretteki cennete girmeleri muhaldir."
Onun için, Esmâ-i Hüsnâ'yı bellemek lâzım! Kur'an'ı bellemek lâzım! Kur'an'ı
bilmeyen insan, nasıl bildirsin çocuğuna Allah'ı?.. Çünkü bize Allah'ı Kur'an
tanıtıyor. Allah diyor ki:
"--Ben basîrim, görüyorum, görmediğim biç bir şey yok!.. (Semîun) İşitiyorum,
işitmediğim hiç bir şey yok!.." (Alîmün) Her şeyi biliyorum, hattâ içinizden
geçenleri de biliyorum." diyor.
Allah, böyle Allah... Onun için sen nerde olursan ol;

(İkra' kitâbek) "Oku kitabını!" dedikleri vakitte, kitabına yazılan
her şeyi Allah görmekte ve bilmekte... Onun için, kitabına kötü şeyleri yazdırma
aziz kardeş!.. Kitabına iyi şeyleri yazdırarak, hasenatı kazanmağa çalış!
Cennete götüren yol hasenatlardır, cehenneme götüren yol da seyyiatlardır.
Seyyiatlardan Allah bizi uzak eylesin... Hasenatları da bize nasib etsin...
Lâ ilâhe illallàhul-halîmül-kerîm... Sübhànallàhi rabbil-arşil-azîm...
Elhamdü lillâhi rabbil-àlemîn... Nes'elüke mûcibâti rahmetike... Ve azàimi
mağfiretike... Vel-ganîmete min külli birrin... Ves-selâmete min külli ismin...
Lâ teda'lenâ zenben illâ gafarte... Ve lâ hemmen illâ ferracte... Ve lâ hàceten
leke fihâ rıdan, illâ kadaytehâ yâ erhamer-râhimîn!.. Yâ erhamer-râhimîn!.. Yâ
erhamer-râhimîn!.. İrhamnâ!..

Esselâmü aleyküm ve rahmetullàh!..

Mehmed Zahid Kotku (RhA)
ebrar Kardeşimizin İmzası
Sayfa başına dön Aşağa gitmek

ALLAH'I TANIMAK

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
..::ESERALİFORUM::.. :: ...::İSLAM::.. :: Allah (c.c.) -
Toplist Site Ekle Siteni Ekle toplist site ekle siteni topliste ekle toplistler Genç Toplist | Pr:4 Toplist | Site Ekle |  Toplist | Link Ekle | Hit Kazandıran Toplist linkcenneti.com Myben Toplist

 YASAL UYARI

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay almadan anında siteye yazabilmektedir, bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.!
 



Yetkinforum.com | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Son tartışmalar